1. Ana Sayfa
  2. Eğitim

II. Dünya Savaşı’nda Türkiye


Savaş çıktığında, Türkiye bazı antlaşmalarda taraftı. Bunların ilki, 1925’te SSCB ile imzalanan ve yürürlükte kalma süresi 1935’te on yıl uzatılan Türk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşmasıdır. Daha sonra, 1934’te imzalanan ve Türkiye’nin yanı sıra Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan’ı kapsayan Balkan Antantı gelir. Bu antlaşma, Balkanlarda barışı güvenceye alıyor, bölge dışından gelebilecek bir saldırıya karşı ortak bir savunma planı öngörmüyordu Bu tür bir başka antlaşma, Irak ve İran ile 1937de imzalanan Sadabat Paktı’dır. Bu antlaşmayla iyi komşuluk ilişkileri pekiştiriliyor, ülkenin başka ülkelerle olan sorunlarında tarafsızlık öngörülüyordu.

İtalya Tehlikesi ve İngiltere ve Fransa ile Yakınlaşma

Türkiye’nin bu göreli güven ortamında gördüğü tek tehlike, Akdeniz’de yayılma isteklerini pek saklamayan İtalya idi. Bu nedenle, 1932’de Milletler Cemiyeti’ne giren Türkiye, 1920’lerde mesafeli davrandığı Fransa ve Birleşik Krallık ile ilişkilerini geliştirmeye başlamıştı. Bu yakınlaşmanın ilk sonucu, Türkiye’nin Boğazları silahlandırmasını mümkün kılan, 1936’da imzalanan Montreux Antlaşması’dır. Bu yakınlaşmayı İngilizler ve Fransızlar da istiyorlardı. İngilizlerin bunu istemesinin önemli bir nedeni, Türk dış ticaretinde en büyük paya sahip olan Almanya’nın, artık kaçınılmaz gibi görünen savaşta Türkiye’yi kendi safına çekebileceği korkusuydu. Aynı kaygıyla hareket eden Fransa, Hatay konusunda Türkiye’nin isteklerini tatmin eden bir yol tuttu. Fransa’nın, Milletler Cemiyetinden almış olduğu Suriye mandasını tek başına bozabilmesi kararının nedeni, o dönemde Türkiye’den yana başka beklentilerinin olmasıdır.

Üçlü İttifaka Doğru

Nitekim, savaş başladıktan sonra yapılmış ilk büyük antlaşma olan Üçlü ittifaka ilişkin ilk fikirleri de, 1938 sonbaharında Fransızlar öne sürmüştür. Ancak, bu ittifakın hazırlık çalışmaları, Türkiye’nin Birleşik Krallık ile Fransa’ya yaklaşmasından tedirgin olan ve Boğazların statüsünde ayrıcalıklı bir konum istediği için Montreux Antlaşmasını beğenmeyen SSCB’ni Türkiye’ye karşı soğuk davranmaya itti.

Alman Sovyet Paktı

Savaş başlamadan önce yapılan son önemli antlaşma, 23 Ağustos 1939’da Moskova’da imzalanan Alman-Sovyet Paktı’dır. Bu pakt imzalandığında, Türkiye ve SSCB, aralarındaki soğukluğu ortadan kaldıracak yeni bir antlaşma için görüşme halindeydiler. Türkiye’nin Fransa ve Birleşik Krallık ile ittifak arayışları da sürüyordu. Aniden ortaya çıkan Alman-Sovyet antlaşması Türkiye’yi zor bir durumda baraktı. Savaş istemeyen Türkiye’nin, hem SSCB ve Almanya’yı kendilerine karşı düşmanca bir tutumu olmadığına ikna edebilmesi, hem de Fransa ve Birleşik Krallıkla, olası bir çatışma durumunda SSCB’ne karşı savaşmayacağını kabul ettirebilmesi gerekiyordu. Bu aşamada Türkiye’ye zorluk çıkaran SSCB oldu. Montreux Antlaşmasında değişiklik yapılmasında direten ve Türkiye’nin saldırıya uğraması durumunda yardım etme konusunda isteksiz olan SSCB ile anlaşma sağlanamadı.

Üçlü İttifak

SSCB ile yeni bir anlama sağlanamaması Türkiye’yi kaygılandırmakla birlikte korkutmamıştı. Bunun nedeni, Fransa ve Birleşik Krallık ile 19 Ekim 1939’da Ankara’da imzalanan ve Türkiye’nin saldırıya uğraması durumunda bu iki ülkenin etkin yardımını sağlayan ittifaktır. Bu ittifak yolunda 1938 sonlarında yapılan ilk görüşmeler, ittifaktan çok işbirliği öngörüyordu. Ancak, İtalya’nın 1939 nisanında Arnavutluk’a saldırması, Türkiye’nin Akdeniz’de savaş korkusunu körükleyerek, ittifak konusunda ısrar etmesine neden oldu. Fransızlarla İngilizler, Türkiye ile askeri bir ittifak istemekle birlikte, Türkiye’nin şart koştuğu para ve savaş malzemesi yardımı konusunda zorlanıyorlardı. Türkiye ise, ordusunun savaşa hazır olmadığını öne sürerek, kendisi bir saldırıya uğramadıkça savaş dışında kalmak istiyordu. Ayrıca, Fransız ve İngilizlerle savaşta olan Almanya, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeydi. Sonuçta ittifak, Türkiye’nin savaşa girmesini, savaşın Akdeniz’e sıçramasını veya Fransa ve Birleşik Krallık’ın güvence vermiş oldukları Romanya ve Yunanistan’ın saldırıya uğramaları koşullarına bağladı. Ayrıca Türkiye, SSCB’ne karşı savaşmayacaktı.

Yorum Yap