1. Ana Sayfa
  2. Gezi

İlk Kamp Deneyimim ve Kamp Tavsiyeleri


Merhaba sevgili okurlar, yine sizlere kamp konusunda ilham olacağını düşündüğüm birkaç partlı  gezi yazımla karşınızdayım. İlk önce bu yola çıkmaya nasıl karar verdim, ne gibi şeyler yapmayı düşündüm ama yapamadım bunlardan bahsedeyim.

Yahu Melis sen hep gezer misin dediğinizi duyar gibiyim. Yani artık sistemin kölesi olduğum için pek zaman bulamasamda her fırsatta böyle planlarım oluyor.

Bundan tam 7 yıl önce tanıştım otostop,çadır,kamp üçlüsüyle. İlk başlarda bulunduğumuz coğrafi konum, toplum gibi baskılar yüzünden birçok soru işaretiyle girdim bu yola. Sen kızsın yapamazsınlar, ya başına bir şey gelirse diyenler, ne gerek var otur evinde diyenler… Benim hikayemde tek garip tarafı bunları ailem yerine ‘elalemin’ demesiydi. E bende hiçbirine kulak asmadan  07.03.2013 tarihinde ilk kamp deneyimim için yola çıktım.

İlk deneyimimi Karadeniz’de yapmak istiyordum, seyahatim boyunca bir olumsuzluk olursa orada gidebileceğim birçok ev vardı. Bir önceki yazıdan bildiğiniz gibi her tarafım Karadenizli J  Karar verdim İstanbul’dan otostop ile önce Ordu daha sonra Giresun,Samsun,Trabzon,Rize,Artvin diye devam etmekti amacım ve hedefim. Tabii ilk başlayan biri olarak 0 malzeme ile bunların bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.  Kamp malzemeleri nelerdir, nasıl  seçilir, neye dikkat edilir açıkçası pek bilmiyordum. Çevremde de bilen pek insan yoktu. Dediğim gibi otostop kültürü, çadır kültürü ülkemizde hala gelişmekte olduğu için siz düşünün 2013 yılında bunlar ne diyecek durumdaydık. Malzemeleri almadan önce sizlere uzunca düşünmenizi tavsiye ederim. Ben otostopun, çadırın, yolun bir tatil veya seyahat olduğunu düşünen kısımdan değilim. Bunların başlı başına kültür olduğunu biliyorum. En azından yola çıkarken bunun böyle olduğunu araştırarak öğrendim ve bu amaçla çıktım yola. Şimdilerde pandemi dönemiyle herkes çadır  ‘tatili’ tercih eder oldu. Bu da biz eski gezginleri güldürdü ve biraz uzaklaştırdı bu ara. Evet klişe belki bu söz artık ama insan gezginim diyebilmek için çok emek vermeli. Ben bile bir gezgin olduğumu söyleyemem hala. Kendi dünyamda yolun güzelliğini tatmış bi insanım şimdilerde. Kazım Koyuncu’nun dediği gibi ‘dünyada bir yerdeyim’.

Ben bu uzun düşünmeler sonucu bu yola gerçekten çıkmak istediğime karar verdim. Karşıma çıkacak zorluklara önceden hazırladım kendimi. İlk işim bir çadır almak oldu kendime. Çadır nasıl seçilir neler önemlidir bakmadan adı 2 kişilik kendisi ise 1 kişilik olan, güneşi ve yağmuru direkt içine alan bir bez parçası aldım o zamanın 40 TL’si ile. Bir bakıma da az parayla çok yerdi benim için bu kültür. E madem böyle bir yola girdik her şeye gerek yok diye düşündüm. Pilates matım var canım bu bana yeter dedim, oysa bir Karadeniz’li olarak Karadeniz’in tüm coğrafi özelliklerini biliyordum… Bir de çanta aldık mı bu iş bana göre tamamdı, ilk heyecan sonuçta her şey dört dörtlük olamazdı. 90 liraya 1 çanta 40 liraya 1 çadır.. İçine birkaç parça kıyafet, matara, pilates matı,2 çift ayakkabı ve bolca konserve.. Ben yola hazırdım ama yol bana hazır mıydı bilemedim.

Size bu yazımda kısaca yola niye,neden,nasıl çıktığımı anlattım. O zamanki Melis’e söyleyeceğim şey şu olurdu, yine olsa yine yap..

Ama sizler bunun yerine tam hazır olarak çıkın yola diye bir sonraki yazımda size KAMP EŞYALARI seçmeyi, önerdiğim malzemeleri paylaşacağım.

Bu minik yazım umarım sizi kamp yapmaya teşvik eder. Kampı, otostopu, yolu araştırma isteği uyandırır içinizde. Unutmayın çıktığınız yol aslında sizin içinizdir.

Yorum Yap