Hamile bayanların, anne karnındaki bebeğin direkt olarak radyasyon demeti içinde olmadığı radyolojik incelemeleri (kafa, göğüs, kol, bacak vs) -gerekli korunma önlemlerinin alınması şartıyla- yaptırmalarında bir sakınca yoktur. Bebeğin direkt olarak ışınlanacağı ve radyasyon dozunun daha yüksek olduğu incelemeler (karın bölgesinin tomografi ve floroskopi incelemeleri) tıbbi bir gereksinim yoksa hamilelik sonrasına ertelenebilir. İncelemenin zaruri olması durumunda anne karnındaki bebeğin minimum radyasyon dozuna maruz kalacağı bir teknikle yapılması gerekmektedir.
Halen doğal nedenlere bağlı olarak sakat bebek doğumları %1-6 arasındadır, tanısal incelemeler için yüksek sayılabilecek bir radyasyon dozunun söz konusu olacağı bir incelemede (örneğin bir karın tomografisinde) bu olasılığın %0.012 yani 1.8.000 gibi çok düşük bir olasılıkta olduğunun belirtilmesinde yarar vardır. Gene doğal nedenlere bağlı olarak düşük oranı %15’dir. Bayan hastalar kendilerinden radyasyonun kullanılacağı bir incelenme istenmesi durumunda hamile olup olmadıklarını ya da hamilelik olasılıklarını mutlaka ilgili hekime bildirmelidirler.
Bebeğini emziren bir Bayan X-ışın incelemesi yaptırdıktan sonra süt vermeye devam edebilir mi?
Evet. Ancak vücuda radyoaktif madde verilmiş anneler için durum faklıdır ve ilgili hekime danışılması gerekir.
Mamografi incelemelerinin radyasyon riski var midir?
Bugün doğan her 10-12 kız çocuğundan bir tanesinin ileri ki yaşamında meme kanserine yakalanması beklenmektedir. Mamografi incelemeleri erken tanı için en önemli yöntemlerden bir tanesidir. Meme dokusunun radyasyon hassasiyeti birçok dokuya göre daha fazladır. Risk belki sıfır değildir ancak çok düştü örneğin 40 yaşında mamografi incelemesi yaptıran bir bayan hastanın radyasyon nedeni ile meme kanserine yakalanma olasılığı 141/100.000dir, bu olasılık diğer kanserlerde dikkate alınırsa 83/100.000e yükselir Bu bayan hasta 45 yaşında bir mamografi incelemesi daha yaptırırsa meme kanser riski 2.5/100 000 olacaktır.