1. Ana Sayfa
  2. Genel

Ultras Nedir ve Kimlere Denir?

Ultras yani dilimize çevrilmiş hali “ultralar” 60ların ortalarında Latin Amerika ve İtalya’da ortaya çıkan futbol taraflarının benimsediği felsefedir. Kale arkası tribünlerinin henüz kurulup, bilet fiyatlarının önemli ölçüde azaldığından ötürü sosyo-ekonomik olarak daha az imkana sahip “münferit taraftar” buralarda toplanmaya başlar. Toplumda dışlanan, belli bir zümreye ait olmayan ve kendilerini bir “şey”in parçası olarak görmek isteyen taraftarlar örgütlenmeye, belirli bir politik duruş sergilemeye devam edeceklerdir.


Ultra Nedir?

Ultras yani dilimize çevrilmiş hali “ultralar” 60ların ortalarında Latin Amerika ve İtalya’da ortaya çıkan futbol taraflarının benimsediği felsefedir. Kale arkası tribünlerinin henüz kurulup, bilet fiyatlarının önemli ölçüde azaldığından ötürü sosyo-ekonomik olarak daha az imkana sahip “münferit taraftar” buralarda toplanmaya başlar. Toplumda dışlanan, belli bir zümreye ait olmayan ve kendilerini bir “şey”in parçası olarak görmek isteyen taraftarlar örgütlenmeye, belirli bir politik duruş sergilemeye devam edeceklerdir.

Ultraların en önemli manifestosu “sonuna kadar destek” olmuş, skor ne olursa olsun “90 dk” susmadan destek vermek gerektiğini savunmuşlardır. Bu nedenledir ki maçtan 3 puandan ziyade “savaşan takım” görmek onlar için çok daha mühimdir.

Futbolun modernleşmesi ve kaçınılmaz olan “endüstriyelleşmesi” karşı oldukları en temel olgudur. Futbolun kapital sistemin çarkı olması yerine “halkın oyuncağı” olmasını savunurlar. Bundan dolayı kulüp yönetimi tarafından sevilmez, müşteri olarak gelir getirmedikleri düşünülür. Çünkü ultralar resmi “store”lardan alış-veriş yapmaz, “bizler palyaço değiliz, formayı sahadakiler giyer” derler.

Ultraların aynı zamanda ülkelerin polisleri ile de arası kötüdür. Hatta şöyle ki rakip taraftarlardan daha fazla nefret ederler polislerden. İtalya’da 2007 yılında oynanacak olan “lazio-juventus” maçından önce ultralar arasında olay çıkar, olayı dağıtmak isteyen polislerden birisi silahına davranır ve Lazio ultralarından bir gencin ölümüne neden olur. Bu olayın ardından İtalya’daki tüm ultralar o hafta içindeki maçlar esnasında polisle çatışmış bir çok şehirde karakollar basılmış ve büyük olaylar yaşanmıştır. Hatta Atalanta-Milan maçından önce iki ultra grubu anlaşmalı olarak birbirine saldırır gibi yapar. Araya polis girer ve iki grupta birbirlerini bırakıp polisle çatışır ve onlara büyük yaralar verirler.

Ultraları holiganlıktan ayıran en önemli etken ise, holiganizm gibi gözükse de onların felsefesinden uzaktırlar. Holiganlar gibi “ırk, etkin köken” gibi etmenler asla birisine saldırmak için bahane değildir. Hatta aileleri ile deplasmana gelen veya münferit olarak şehirlerine gelenlere asla dokunulmaz.

Ultralar için en önemli madde ise “grup pankartı”dır. Kuruldukları yıl pankartları kutsal kabul edilir. Eğer pankart rakip takım ultraları tarafından ele geçirilirse grup kendini fesheder. Zamanının İtalya ve hatta dünyanın en çok konuşulan ultra gruplarından FDL Fossa dei Leoni (milan) Pankart kaptırma olayı yüzünden grubu dağıtmışlardır. PSV maçı dönüşü bir grup juventus taraftarı tarafından 38 yıllık pankartları ele geçirilmiş ve ardından FDL’nin “polisle anlaşıp, Juventus derneğini bastığı” dedikodusu İtalya’da yayılmıştır. Bunun üzerine polisle işbirliği yaptığı ithamlarına dayanamayan ve pankartı kaptırdığı için küçük düşen grubun yapacak bir şeyi kalmamış ve neredeyse yarım asırlık tarihi bitirmeye mecbur kalmışlardır.

Peki ülkemizde ultras mentalitesini savunup, ona göre hareket tribün var mı? Bu soruya maalesef “tam anlamıyla yok” demek zorundayız. Hele ki e-bilet alıp maça giden kişilerin kendilerine ultras yakıştırması yapması oldukça ironi içeriyor.

Bazı Anadolu takımlarının ufak grupları ultras mentalitesine yakın olsa da ülke şartlarında bu oluşumu sürdürmek her açıdan zorludur. Pasoligin kalktığını düşünsek bile bu bilet fiyatları ile asıl tribün emekçilerinin stadlara girmesi pek olası durmamaktadır.

Yazımızı sonlandırmadan ultras manifestolarında geçen birkaç maddeden bahsedelim:

-Tüm maçlar aynı saate ve gündüz oynanmalıdır. (ülkemizde maç saatlerini ve günlerini yayıncı kuruluş belirlediği için imkansız)

-Futbol yayınları paralı olmamalıdır (ilk madde ile birlikte düşünülürse daha da imkansız)

-Kale arkaları tribünleri koltuksuz olmalıdır. (uefa standartları gereği maalesef bu limit çok az olduğu için sadece belirli kontenjana izin verilmektedir.)

“liberta per gli ultras”

Yorum Yap